-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------  
 

 

PROSTAT BÜYÜMESİ MELİYAT TEDAVİSİ

Uzman Doktorlarımız
Doç. Dr. Tahir Karadeniz Üroloji Uzmanı Mecidiyeköy / İstanbul
Prof. Dr. Faruk Özcan Üroloji Uzmanı Çapa / İstanbul
Prof. Dr. Hayri Murat Tunç Üroloji Uzmanı Osmanbey / İstanbul
Prof. Dr. Necdet Aras Üroloji Uzmanı Şişli / İstanbul
Prof. Dr. Süleyman Ataus Üroloji Uzmanı Şişli / İstanbul
Prof. Dr. Tarık Esen Üroloji Uzmanı Nişantaşı / İstanbul

Hastalar ne gibi riskleri tolere edebileceklerinin, hangi faydaların kendileri için daha önemli olduğunun kararını vermeye hazırlıklı olmalıdırlar.

Açık Prostat Ameliyatları

Günümüzde artık oldukça iri prostatların tedavisinde tercih edilmektedir. Bunun dışında herhangi bir komplikasyon geliştiğinde, mesanede açık cerrahi ile onarım gerektiren divertikül (dışa doğru balonlaşma) gibi durumların varlığında, iri mesane taşlarının kırılarak çıkarılmasının zor olduğu durumlarda açık ameliyatlar tercih edilmektedir. Açık ameliyatta üroloji uzmanı genellikle göbek altından bir kesi yaparak prostata ulaşır ve içindeki büyümüş bez yapıyı çıkartır. Genellikle bu ameliyatlar sonrasında meni büyük oranda orgazm sırasında dışarı atılamaz, geri mesane içine doğru boşalır (retrograd ejakülasyon).

Transuretral Prostat Rezeksiyonu(TUR-P)

BPH tedavisinde en sık kullanılan tedavi yöntemidir. Gene! anestezi altında veya bel arkasından enjeksiyon yapılarak belden aşağısı uyuşturulduktan sonra (spinal anestezi) penisin ucundan rezektoskop denen aletle girilerek içeri verilen suyun da yardımı ile idrar yolu ve prostatın olduğu bölge incelenir. Daha sonra aynı cihazın ucunda yer alan hareketli tele elektrik akımı verilerek büyümüş prostat bezi dokusu iç taraftan çepeçevre parça parça kesilir, kanayan yerler yine aynı aletle yakılarak durdurulur. İşlem sırasında içeri verilen suyun da yardımı ile mesanede toplanan prostat parçalan mesane yıkanarak dışarı alınır. Ameliyat sonunda ucu balonlu bir kateter idrar yolu içerisinde bırakılır.

Ameliyatın ertesi günü hastalar bol sıvı almaya ve genellikle öğleden sonra yavaş yavaş ayağa kalkıp dolaşmaya başlarlar.

Ameliyatın ertesi günü hastalar bol sıvı almaya ve genellikle öğleden sonra yavaş yavaş ayağa kalkıp dolaşmaya başlarlar. Ameliyat esnası ve sonrasındaki en önemli problem kanamadır. Dikkatli ve kontrollü bir şekilde yapılan ameliyatlarda genellikle kan vermeyi gerektirecek durumlar söz konusu olmaz ancak özellikle irice prostatların
bu yöntemle tedavilerinin hızlı ama dikkatli bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekir. Ameliyat sonrası kanama ile ilgili önemli bir problem yaşamayan hastalar ikinci gün sabahı kataterleri alındıktan sonra idrar yapmaları gözlenerek taburcu edilirler. Hastalar genellikle ameliyat sonu hastanede 2 veya 3 gece kalırlar. Kateter çekildikten sonraki ilk birkaç gün içinde idrar yaparken biraz yanma olması normaldir. Bir-iki hafta içinde hastalar belirgin rahat idrar yapmaya başlarlar. İki hafta kadar evde istirahat etmeleri, bol sıvı almaları, kabız olmamak için gerekirse bazı laksatif ilaçlar kullanmaları, ağırlık kaldırmamaları gerekir.

Bu dönemi problemsiz atlatan hastalar sonrasında masa başı işler gibi çok zorlayıcı olmayan aktivitelerine dönebilirler. Tamamen normal yaşantıya, cinsel aktiviteye dönmek için yaklaşık 45 günlük bir sürenin geçmesi beklenmelidir. Bu ameliyat sonrasında da % 75 oranında meninin dışarı çıkışı gözlenmez.

Transuretral Prostat İnsizyonu (TUI-P)

Bu cerrahi yöntemde prostat dokusu çıkarılmaz. Hastanın rahat idrar yapmasını sağlamak amacıyla prostatın idrar yoluna yaptığı basıyı azaltmak için birkaç yerden prostat dokusu derin bir şekilde elektrikli aletle çizilir. Genellikle daha genç sayılabilecek yaşlarda ve küçük boyutlu prostatlarda tercih edilen bu yöntemde cerrahi işleme bağlı komplikasyon oranı çok azdır.

Bu cerrahi yöntemde prostat dokusu çıkarılmaz.



Nd:YAG, Holmiyum:YAG gibi lazerlerle başlayan prostat büyümesinde lazer enerjisinin kullanımı günümüzde GreenLight Lazer uygulamaları ile daha yaygın hale gelmiştir. Yeni üretilen daha güçlü GreenLight Lazer cihazlan tedavide yeni bir sayfa açmış, ancak belirli bir deneyim ve daha dikkatle uygulama gerekliliğini de beraberinde getirmiştir.

GreenLight lazer yüksek lazer enerjisi kullanılarak prostatın buharlaştırılması şeklinde uygulanan bir ablasyon (ortadan kaldırma) yöntemidir. İkibinli yılların başlarından itibaren 60-80 wattlık KTP lazerlerin kullanımıyla başlayan ve prostatın buharlaştırılarak yok edilmesine dayanan bu yöntem geçen yıllar içinde özellikle ameliyat sonrası dönemin rahatlığı nedeniyle hastalar tarafından sıklıkla tercih edilir hale gelmiştir. Uzun dönem sonuçlarının henüz bilinmemesi nedeniyle bazı hekim ve hastalar tarafından temkinli bir şekilde yaklaşılan bu uygulamanın sonuçlarını literatürde çoğalması beklenirken, son yıllarda artik çok daha kısa süreler içinde yaşadığımız teknolojik yenilenmelerin de etkisiyle günümüzde 120 wattlık modelleri (HPS) kullanıma girmiştir. Önceki modellere göre daha kısa sürede çok daha fazla doku buharlaştırma avantajına sahip bu cihazların yüksek gücü deneyimli ellerde kontrollü bir şekilde kullanıldığında lazer tedavilerinde yeni bir sayfa açacak derecede etkinlik sunmaktadır.

 

Ameliyat sonrası hastalar aynı gün kateterleri çekilerek taburcu olabildikleri gibi genellikle ek patolojileri de varsa bir gece hastanede gözlemde kalmaları daha doğrudur. Nadiren aşırı derecede yorgun mesanesi olan, diabetli gibi bazı hasta gruplarında kateterin bir süre kalması gerekebilir. Normal şartlarda hastalar ameliyat sonrası 2-3 gün içinde masa başı iş yapma, araç kullanmaya başlayabilmektedirler. Genellikle 15 gün içinde tamamen normal yaşantıya, cinsel aktiviteye dönülebilmektedir. Meninin dışarı çıkmama ihtimalinin TUR ameliyatı sonrasına göre çok daha düşük olduğu yönündeki değerlendirmelerin nedenleri konusunda hekim hastasını doğru bilgilendirmelidir. Ameliyat sonrası patolojik inceleme için doku çıkmaması en büyük dezavantajı olarak kabul edilen bu yöntem öncesi hastaların mutlaka prostat kanseri yönünden incelemelerinin yapılmış olması gerekir. Aspirin. Coumadin benzeri kan sulandırıcı alma zorunluluğu olan, anestezi ve ameliyat riski yüksek hastalarda idea! bir tedavi yöntemi olarak göze çarpmaktadır. Çok iri olmayan prostatlarda daha uygun bir tedavi olarak kabul edilmektedir. Ancak deneyimli ellerde iri prostatların da TUR'da olduğu gibi bu yöntemle de büyük oranda ortadan kaldırılması mümkündür.

 

 

 

İletişim Bilgileri

Gsm: 0537 573 33 11 - 0212 635 08 97 • Fax:212 635 08 40 •

Tüm Hakları suBRosa A.Ş' ye Aittir.