BEYİN FELCİ

Beyin felci, beyin damarlarının daralma, tıkanma veya kanaması sonucu beyin hücrelerinin oksijensiz kalması ve ölmesi ile sonuçlanan nörolojik bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü'nün ölüm sıralamasında kalp krizi ve kanser hastalığından sonra 3. ölüm sebebi olarak kabul edilen beyin felci, daha çok erkeklerde görülmektedir.

Toplumumuzda yılda % 1-3 gibi bir oranda rastlanan beyin felci yaşla birlikte oransal olarak artış kaydetmektedir. Beyin hücreleri önemi nedeni ile dört büyük damar tarafından beslenmekte olup, ikisi boynun ön bölgelerinden beyne doğru giden ve şah damarı olarak bilinen karotisler, diğer ikisi ise boyun omurlarının arasından ve arka bölgelerden beyne ulaşan vertebral damarlardır. Bu iki damar sisteminin arasında kurulan sayısız bağlantı ile beyin hücreleri adeta bir damar yumağı halinde zengin bir beslenme imkanı elde etmektedir. Beyin damarlarının pıhtı ile tıkanması veya daralması ya da çatlayıp yırtılması sonucu hastalık gelişmektedir. Bu pıhtı kalpten geleceği gibi başka bir damardan da beyne ulaşabilmektedir. Buna sembolik atak diyoruz.
Beyin damarlarının iç duvarlarında yağ, kolesterol parçacıklarının düzensiz birikimine bağlı olarak bir tıkaç oluşuyorsa buna da trombotik atak diyoruz. Belli başlı risk faktörlerine gelince: şeker hastalığı, kalp hastalığı, koroner damar hastalığı, tansiyon yüksekliği kolesterol ve yağ fazlalığı, alkol ve sigara kullanımı, stres ve hareketsiz yaşam gibi daha bir çok sebeple hastalığa yakalanma ihtimali 2-6 kat arası artış kaydedebilmektedir.Beyin felci ile ilgili hangi şikayetlerle karşılaşılabilir? sorusuna gelince; Çok geniş bir yelpazede yakınmalar olabilir. Basit bir baş dönmesinden komaya kadar, baş ağrısı, vücudun bir tarafında güçsüzlük, uyuşma, hissizlik, konuşma ve anlama bozukluğu, görme kaybı ve çift görme, ses kısıklığı, yutma bozukluğu, bulantı kusma vs. gibi çok sayıda bulgu ile karşılaşmak mümkün. Hastalığın başlangıç bulgusuna gelince: Saatler içerisinde gelip geçebildiği gibi günler içerisinde ilerleyerek, hastayı yatalak hale de getirebilmektedir. Beyin felcinde sebep büyük oranda beyin damar tıkanmasının sonucu olarak görülürken, yüzde on gibi bir oranda da beyin kanaması söz konusudur. Yüksek tansiyon ve damar kireçlenmesi vakalarında ani gelişen şiddetli baş ağrısı ile başlayan koma tablolarında ilk akla gelmesi gereken beyin kanaması olurken, bir gözdeki ani geçici görme kaybında ilk akla gelecek hastalık şah damarındaki tıkanma veya darlık olmalıdır. 50 yaşlarından sonra yaşla orantılı olarak daha sık görülen beyin felci son 10 yılda daha genç nüfusta da artan oranda görülmeye başlamış olup, bu durumun sebebi ise kalp ve damar sistemindeki patolojiler, uyuşturucu kullanımı ve stres olarak yorumlanmaktadır.
Nöroloji acil kliniğine başvuran hastaların yarısında görülen beyin felci hastalığına nasıl müdahale etmeliyiz? Öncelikle hastalığın ciddiyeti ve gelişimine göre aşamalı bir müdahale politikası izlenmelidir. Gereksiz ve zamansız bazı uygulamalar hastanın aleyhine sonlanabilir. Ayrıntılı bir nörolojik değerlendirme ile zaten büyük oranda tanıya ulaşabilmekle beraber tomoğrafi, MR, doppler, eko, anjiografi gibi metodlarla uygun zamanlama ile teşhisimiz daha da netleşip, tedavi protokolü sağlanmalıdır. Acil müdahale kapsamında deneme safhasında olan pıhtı çözücü tedaviler veya ani ve hızlı tansiyon düşürmek sakıncaları nedeni ile dikkatle yapılmalı; şuur takibi yanında beslenmesi, aldığı-çıkardığı sıvının takibi, yatakta pozisyonunu değiştirmek, pasif eksersizlerle hastaya hem moral sağlanmalı hem de daha ilk günden bazı olumsuzluklara karşı tedbirler alınmalıdır.
Beyin felci hastalığı nedeni ile hastaneye yatan hastalarda sık gördüğümüz akciğer ve idrar yolu enfeksiyonuna dikkat etmeli, mümkün olan en kısa zamanda, hastayı yataktan ve yatmaktan uzaklaştırılmaya çalışılmalıdır. Hastanın rehabilitasyonla eski sağlığına kavuşturulması hedeflenmeli, nöroloji uzmanı kontrolünde fizyoterapi egzersiz programları ile hastanın ve yakınlarının desteği alınmalıdır.
|